Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
Son Yorumlar |
dene7
Forum: DENEME
Son Yorum: admin
09-06-2020, 03:32 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 223
|
dene6
Forum: DENEME
Son Yorum: admin
09-05-2020, 12:52 PM
» Yorumlar: 1
» Okunma: 273
|
dene5
Forum: DENEME
Son Yorum: admin
09-05-2020, 12:43 PM
» Yorumlar: 2
» Okunma: 335
|
Tıbbi Laboratuvar
Forum: Linkler, Faydalı Siteler
Son Yorum: the
03-26-2019, 04:31 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 758
|
Canlı Sohbet
Forum: Linkler, Faydalı Siteler
Son Yorum: the
02-23-2019, 03:56 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 1,165
|
dosya upload & download s...
Forum: Linkler, Faydalı Siteler
Son Yorum: the
02-23-2019, 03:54 AM
» Yorumlar: 1
» Okunma: 6,188
|
aaaa
Forum: DENEME
Son Yorum: admin
09-25-2018, 03:15 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 4,132
|
deneme
Forum: Evden Çalışmak Ve İş Yapmak isteyenler,
Son Yorum: admin
09-05-2018, 05:21 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 30,860
|
deneme
Forum: Evden Çalışmak Ve İş Yapmak isteyenler,
Son Yorum: admin
01-16-2017, 02:13 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 9,021
|
deneme3
Forum: Reklamlar
Son Yorum: admin
06-02-2016, 07:02 PM
» Yorumlar: 1
» Okunma: 2,899
|
|
|
kar tanelerindeki harikalar |
Yazar: admin2 - 01-25-2007, 11:35 PM - Forum: Laklak
- Yorumlar (2)
|
![](https://iyibirisi.10tl.net/images/default_avatar.png) |
<!-- m --><a class="postlink" href="http://www.its.caltech.edu/~atomic/snowcrystals/class/class.htm">http://www.its.caltech.edu/~atomic/snow ... /class.htm</a><!-- m -->
müthiş !!
|
|
|
Tarihte Lafı Gediğine Oturtanlar |
Yazar: admin2 - 01-24-2007, 07:27 PM - Forum: Güzel Sözler, yazılar, Şiirler
- Yorum Yok
|
![](https://iyibirisi.10tl.net/images/default_avatar.png) |
Tarihte Lafı Gediğine Oturtanlar
YARIş
Bir ihtiyar, yaşlandığı için kendini yormamasını ve istirahat etmesini isteyenlere şu cevabı vermiş:
`Eğer bir yarışa katılmış olsaydınız, hedefinize yaklaştığınızda yavaşlar mıydınız?`
-----------
Churchill, avam kamarasında konuşurken, muhalif partiden bir kadın milletvekili, Churchill' e kızgın kızgın söyle seslenir:
- "Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım."
Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır:
- "Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim."
-----------
Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş. Bir gün eşi Sokrates'e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş. Bakmış kocası hiç bir tepki göstermiyor; bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış.
Sokrat, gayet sakin:
- "Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum" demiş.
-----------
Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık birbirlerini iğnelermiş. Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine, Churchill' i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş:
- "Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa." Churchill, hemen cevap göndermiş:
- "Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa."
-----------
Bir gün Eflatun, talebelerinden birini kumar oynarken yakalamış ve şiddetle azarlamış.
Talebesi:
- "İyi ama ben çok az bir paraya oynuyordum" diye itiraz edecek olunca
Eflatun cevap vermiş:
- "Ben seni kaybettiğin para için değil, kaybettiğin zaman için azarlıyorum."
-----------
Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir. Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa:
- "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der. Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin su karşılığı verir: - "Ben çekilirim."
-----------
Meşhur bir filozofa:
- "Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz?" diye sorulduğunda:
- "Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan" demiş.
-----------
Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galileâye hasımlarından biri:
- "Efendim" demiş, "Kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?"
Galile:
- "Doğru" demiş, "Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?"
-----------
Bir toplantıda, bir genç Mehmet Akif'i küçük düşürmek ister:
- "Affedersiniz, siz veteriner misiniz?" Mehmet Akif hiç istifini bozmadan şöyle yanıtlamış:
- "Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?"
-----------
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona: - "Sen sır saklamayı bilir misin?"diye sormuş. Vezir:
- "Evet hünkarım, bilirim" dediğinde,Yavuz cevabı yapıştırmış:
- "İyi, ben de bilirim."
-----------
Bir filozofa sormuşlar:
-âşansa inanır mısınız?"
Filozof:
-"Evet, yoksa sevmediğim insanların başarılarını neyle açıklayabilirdim."
-----------
LÖâF
LÖ¢fı uzatanlara ne yapmak lÖ¢zım diye FarabÖ®'ye sormuşlar, şöyle demiş:
-`Uzun konuşanı kısa dinlemeli.`
-----------
EDEPSİZ
Cenap şahabeddin'e:
`şu edepsize neden bir tokat vurmadın?` dediklerinde şu cevabı vermiş:
`Eldivenim yoktu, iğrendim.`
-----------
ELBİSE
İngiltere Kralı George ile görüştüğü sırada, Gandi'nin üzerinde her zamanki gibi beyaz örtüsü vardır. Davetten çıkınca bir gazeteci sorar:
âKıyafetiniz, bir kralla buluşmak için yeterli miydi?`
Gandi, hiç aldırmadan cevap verir:
`Kral, ikimize de yetecek kadar giyimliydi.
-----------
SIPA
Köylü, yeni doğan bir sıpayı! kucağına almış evine dönerken, iki ortaokul öğrencisi kendisine takılır ve:
`Hayrola amca, derler. Oğlunu nereye götürüyorsun böyle?`
Adam, kendine yapılan bu terbiyesizliğe aldırmamış görünerek cevap verir:
`Gittiğiniz okula kaydını yaptıracağım.`
-----------
YAMA
İncili Çavuş, Osmanlı elçisi olarak Fransa Kralına gönderildiğinde, elbiselerinin bazı yerlerinde yama varmış. Kral bunları görünce dayanamayıp:
`Bana senden başka gönderecek adam bulamadılar mı?` diye sorunca, İncili Çavuş:
`Osmanlılar, adama göre adam gönderirler, Beni de sana göndermelerinin hikmeti bu olsa gerek.` cevabını vermiş.
-----------
MEZAR
Amerikalı işadamı, Çinliyle alay ederek sormuş:
`Mezarlarınıza koyduğunuz pirinçleri, ölüleriniz ne zaman yiyecek?`
Çinli, basını kaldırmadan cevap vermiş:
`Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman.
TARIF
Ekrem Hakkı Ayverdi, sık sık "nasılsınız?" diye soran bir arkadaşına:
`Uzun boylu, mavi gözlü` cevabını verirmiş.
NAPOLYON
Vaktiyle Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon Bonapartâı bir muharebede tenkide kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
`Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini zaptetmeliydiniz, gibi fikirler yürütmeye başlayınca Napolyon:
`Evet demiş, onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.`
|
|
|
DÖNÜLMEZ AKşAMIN UFKUNDAYIZ |
Yazar: admin2 - 01-20-2007, 01:08 AM - Forum: Güzel Sözler, yazılar, Şiirler
- Yorum Yok
|
![](https://iyibirisi.10tl.net/images/default_avatar.png) |
DÖNüLMEZ AKşAMIN UFKUNDAYIZ
Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile
Avunmak istemeyiz böyle bir teselliyle
Aah geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece
Gruba karşı bu son bahçelerde keyfince
Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül
Aah dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç
|
|
|
ubuntuda ses mikrofon skype sorunu |
Yazar: admin2 - 01-19-2007, 06:20 PM - Forum: Linux ve Unix, Ubuntu Linux
- Yorum Yok
|
![](https://iyibirisi.10tl.net/images/default_avatar.png) |
Thanks for the FAQ bonbons. I'm using skype with SUSE 9.2, and it finally works under arts.
It was already working outside of arts -- because arts can be configured to drop control of the sound port if it is idle for some number of seconds (at least arts 1.3.x that comes with SUSE 9.2 has this option). The problem was that you couldn't get incoming calls if you had another sound application actively running (like xmms, etc)..
But I finally got skype working with artsdsp with help from the FAQ. At first I was getting a 6 second delay in sound when I added the "dmix" and "dsnoop" entries to ~/.asoundrc, which made calls unusable. But changing arts to use 48khz & changing .asoundsrc to match fixed the problem. Here is my final .asoundrc file:
CODE
pcm.asymed {
type asym
playback.pcm "dmix"
capture.pcm "dsnoop"
}
pcm.!default {
type plug
slave.pcm "asymed"
}
pcm.!dmix {
type dmix
ipc_key 5678293
ipc_key_add_uid yes
slave {
pcm "hw:0,0"
period_time 0
period_size 2048
buffer_size 16384
format S16_LE
rate 48000
}
}
pcm.!dsnoop {
type dsnoop
ipc_key 5778293
ipc_key_add_uid yes
slave {
pcm "hw:0,0"
period_time 0
period_size 2048
buffer_size 16384
format S16_LE
rate 48000
}
}
My arts settings (set through KDE control center):
- realtime priority enabled (that is set by default anyway)
- sound buffer (8 fragments with 2048 bytes -- 92ms at 8bits per sample, 46ms at 16bits per sample)
- full duplex (default setting)
- use custom sampling rate: 48000
The choppiness and delay is gone (sounds just as good as direct access to the sound device now). And now other applications can play sound at the same time as skype..
thanks! It is a shame skype couldn't have worked this way out of the box.
kaynak:
<!-- m --><a class="postlink" href="http://forum.skype.com/index.php?showtopic=10858&st=20">http://forum.skype.com/index.php?showtopic=10858&st=20</a><!-- m -->
bu da bazan ise yarıyormus:
killall artsd && skype
|
|
|
istiklal marşı - mehmet akif ersoy |
Yazar: admin2 - 01-19-2007, 01:19 AM - Forum: Güzel Sözler, yazılar, Şiirler
- Yorum Yok
|
![](https://iyibirisi.10tl.net/images/default_avatar.png) |
İSTİKLAL MARşI
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilÖ¢l!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celÖ¢l?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helÖ¢l
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklÖ¢l!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın Ö¢fÖ¢kını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim Ö®man dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
"Medeniyyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayÖ¢sızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatan?.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatan?.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedÖ¢?
şühedÖ¢ fışkıracak toprağı sıksan, şühedÖ¢!
CÖ¢nı, cÖ¢nÖ¢nı, bütün varımı alsın da HüdÖ¢,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdÖ¢.
Ruhumun senden, İlÖ¢hi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne nÖ¢mahrem eli.
Bu ezanlar - ki şahÖ¢detleri dinin temeli -
EbedÖ® yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder - varsa - taşım,
Her cerÖ®hamdan, İlÖ¢hi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilÖ¢l!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helÖ¢l.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlÖ¢l:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklÖ¢l!
Mehmet Akif Ersoy
|
|
|
çanakkale - mehmet akif ersoy |
Yazar: admin2 - 01-19-2007, 01:18 AM - Forum: Güzel Sözler, yazılar, Şiirler
- Yorum Yok
|
![](https://iyibirisi.10tl.net/images/default_avatar.png) |
ÇANAKKALE şEHİTLERİNE
şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayÖ¢sızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- "Bu bir Avrupalı!"
Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yÖ¢hud kafesi!
Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvÖ¢m-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihÖ¢nın duruyor karşısında,
Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengÖ¢renk;
SÖ¢de bir hÖ¢dise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi HindÖ», kimi yamyam, kimi bilmem ne belÖ¢...
Hani, tÖ¢'Ö»na da zuldür bu rezil istilÖ¢!
Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlÖ»k-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrÖ¢rı hayÖ¢sızcasına.
Maske yırtılmasa hÖ¢lÖ¢ bize Ö¢fetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbÖ¢b,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harÖ¢b.
Öteden sÖ¢ikalar parçalıyor Ö¢fÖ¢kı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mÖ¢kı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lÖ¢ğam,
Atılan her lÖ¢ğamın yaktığı yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkÖ¢z-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak,
Boşanır sırtlara, vÖ¢dilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nÖ¢merd eller,
Yıldırım yaylımı tÖ»fanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyÖ¢re.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hÖ¢şÖ¢, edecek kahrına rÖ¢m?
Çünkü te'sis-i İlÖ¢hÖ® o metin istihkÖ¢m.
Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse HudÖ¢'nın ebedÖ® serhaddi;
"O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme" dedi.
Öâsım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nÖ¢musunu, çiğnetmeyecek.
şÖ»hedÖ¢ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükÖ» olmasa, dünyÖ¢da eğilmez başlar...
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilÖ¢l uğruna, yÖ¢ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdÖ¢d inerek öpse o pÖ¢k alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvÖ¢ra da yetmez o kitÖ¢b...
Seni ancak ebediyyetler eder istiÖ¢b.
"Bu, taşındır" diyerek KÖ¢'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da ridÖ¢ namıyle,
Kanayan lÖ¢hdine çeksem bütün ecrÖ¢mıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli SüreyyÖ¢'yı uzatsam oradan;
Sen bu Ö¢vizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtÖ¢bı getirsem yanına,
TürbedÖ¢rın gibi tÖ¢ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile Ö¢vizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak salvetini,
şarkın en sevgili sultÖ¢nı SalÖ¢haddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclÖ¢line ettin hayran...
Sen ki, İslÖ¢m'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrÖ¢mı adın;
Sen ki, a'sÖ¢ra gömülsen taşacaksın... HeyhÖ¢t!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihÖ¢t...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana Ö¢guşunu açmış duruyor Peygamber.
Mehmet Akif Ersoy
|
|
|
sakarya türküsü / şiiri necip fazıl |
Yazar: admin2 - 01-19-2007, 01:16 AM - Forum: Güzel Sözler, yazılar, Şiirler
- Yorum Yok
|
![](https://iyibirisi.10tl.net/images/default_avatar.png) |
SAKARYA TüRKüSü
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kÖ¢inat;
şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat?
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dÖ¢va hor, bu dÖ¢va öksüz, bu dÖ¢va büyük!..
Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu Ö¢n;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hÖ¢lÖ¢ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgÖ¢r o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.
Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya; sÖ¢f çocuğu, mÖ¢sum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..
Necip Fazıl KISAKüREK
|
|
|
sıradan espriler |
Yazar: admin2 - 01-18-2007, 12:44 AM - Forum: Laklak
- Yorumlar (2)
|
![](https://iyibirisi.10tl.net/images/default_avatar.png) |
Ben yürüyelim diyorum, Gerard Depardio.
Zenci kadın neden sürekli koluna bakarak makyaj yapıyormuş? Karakolda ayna var da ondan!
Elmanın teki neden diskoya gitmiş? Kurtlarını dökmek için.
Hisbullah'ın kız kardeşinin adı nedir? Herbullah.
Bill Gates neden grip olmuş? Windows açık kalmış da ondan...
Taksime cami yapmasınlar. Gitsinler başkasının taksisine cami yapsınlar.
Tenyalar bağırsakta yaşar, bağırmasakta.
Seni gördüğümde gözlerim dolar, kulaklarım Japon Yeni.
Oh sevgilin gelmiş gözün Aydın, kulakların Manisa.
Nasrettin Hoca niye eşeğine ters biner? Dikiz aynası kırıldığı için.
Kanadı var uçamaz, peteği var bal yapamaz... Orkid.
Her şeyi bilen ördeklere ne denir? Blendax.
Adam yerde elli bin bulmuş, aramış durmuş ayaklı bin bulamamış.
Annemler 4 kardeş, hayret dayımlar da...
En acı on nedir? Biberon.
Fransız İhtilali neye karşı çıkmıştır? Sabaha karşı.
Viyadük-Viyadüşes-Viyakontes
>Beni kızdırdın, sana çok ağır bir laf söyliycem.
<Yok ya, neymiş bakalım...
>Ton.
Doktor: "Astımlı mısınız?"
Hasta: "Hayır biz buralıyız"
Doktor: "Amip yapan kuyu suyu içer misiniz?"
Hasta: "Yok teşekkür ederim"
> EMAYE TENCERE DESENE! HADİ! HADİ! HADİ!
< DUR LAN MANYAK! HEYECAN YAPMA!
> DESENE DESENE!
< EMAYE TENCERE! EEE N'OLMUş?
> NO YU ARINT! EHE EHE!
> Abi sen kaptan mısın?
< Evet kaptanım.
> Peki hangi kaptan? Su kabı mı yoğurt kabı mı?
|
|
|
okul otomasyon sisteminde güvenlik acıgı |
Yazar: admin2 - 01-17-2007, 03:21 AM - Forum: Security, Güvenlik
- Yorum Yok
|
![](https://iyibirisi.10tl.net/images/default_avatar.png) |
Okul otomasyon sistemi adında bir webbased uygulamada, açık tespit edildi.
acık: etkinlikbak.asp?id=-1%20union%20select%200,editor,sifre,3,4,5%20from%20editor
bu otomasyon sistemini kullanan sitelerin bunları düzeltmeleri önemle duyurulur.
etkilenen siteleri google veya yahoodan bulabilirsiniz. buraya yazarsak, yanlıs anlasılır..
|
|
|
|