Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
keklik üzerine bir yazı
#1
bu yazı bir kelime ansiklopedisinden alınmıstır...

sülün gibi bir kuştur... Kınalı modelleri de mevcuttur. Sürek avının malzemesidir.
adına şarkılar düzülmüştür. Çok iyi saklanan bir kuş olduğundan köpeksiz yakalanması cok zordur. işte bu yuzden kekliği düz ovada avlarlar denmiştir....
Avlanmasının gereksiz olduğunu düşünüyorum...


keklik daglarda sağılar
yavrum diye diye ağlar
günden güne yansa dağlar
görenlerin bağrı yanar

ağlarım ben kekliğime
seherde öten bülbüle

ipeklenmis tüylerine
yanaktaki benlerine
ağlarım ben kekliğime


6. dus gezgini / 16.01.2005 22:35:17 / # 869527
Gözleri yaşartma potansiyeline sahip ekmek teknesi isimli guzel dizinin guzel muzigi..

7. bleidelis / 26.02.2005 04:35:08 / # 919559
(°bkz: keklik gibi kanadımı süzmedim)

8. sakarkral / 08.04.2005 15:03:24 / # 968779
Kek yapmak için gerekli olan şey.

9. siyahi / 20.05.2005 22:32:50 / # 1035845
Alımlı, güzel kadın .

10. global asax / 21.05.2005 01:24:56 / # 1036147
düz ovada avlaması keyifli bir hayvandır.

11. judith / 12.11.2005 05:14:57 / # 1378221
bodrum türküsü.

keklik kondu kesmeye
sular indi çeşmeye
çoktan gözden kestirdim
seni alıp kaçmayı

bağlarım aman yeşil yeşil bağlarım
yarim asker onun için ağlarım

keklik suya dal da gel
yardan selam al da gel
yar selamın vermezse
tut kolundan al da gel

bağlarım aman çekirdeksiz bağlarım
yarim asker onun için ağlarım

12. nasildirnedir / 16.11.2005 17:23:50 / # 1389431
bir okul şarkısı:

Kekliğim kınalıdır
Kanadı yaralıdır(2) Oy...

Kekliğim uçtu gelmez
Ne yazık, yaralıdır(2) Oy...

Kekliğim gelse bile
Ne yazık yaralıdır(2) Oy...

13. beklemede / 16.11.2005 17:36:22 / # 1389483
Sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuş

14. namusahip ve theemperor / 12.02.2006 19:48:47 / # 1599895 / *
*

halkların mitolojisinde büyük önemi haiz nesneler/hayvanlar/ve akılda kalmayan kırıntıları suya yazmaya devam ediyoruz. bugünkü konumuz keklik. araştırmacı yazarlık en önde gelen vasfımız olduğundan, hemen açıp dil kurumumuzun sözlüğüne baktık. (sloganımız her entry tanım içermelidir. biz bazen su kaçırıyoruz ama mazur görüle. görmeyenin boynu vurula.) demiş ki tdk, keklik: sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, eti için avlanan, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuş. sözlükler her zaman ruhsuz, -söz meclisten tamamen dışarı-.

kelimenin kullanımına örnek olarak da şu cümle verilmiş “yediği çilek ve çiğdem, ninnisi kaval ve bülbül, arkadaşı turna ve keklik imiş. r. h. karay.” şu örnek bile ne kadar yanlış yollarda yürüdüğümüzün pek kuvvetli bir delili ve tanığıdır. bilip bilmeyen, gören görmeyen ne der bu örneğe, hem üstad refik halit’e hakaret var burada, sanki adam çocuk edebiyatı yazarıymış gibi gayet basit görünen bir cümlesini kondurmuşlar örnek niyetine, halbuki bu cümle imgelem açısından hiç de basit değildir, hikփ¢ye içerisinde geçer ve ilgili hikփ¢yenin can alıcı betimlemelerinden biridir. (itiraf ediyoruz fazla obsesif davrandık.) ve bu örnekten kekliğin nasıl bir hayvan olduğunu anlamamız mümkün değil. anlamamak kelimesinin kahramanı bir misal, türk dili öğrenen gavurun biri bu örneğe bakıp birmingham dağlarında keklik aramaya çıkmış arkadaş olmak için.

keklik kelimesinin mecazփ® anlamı ise alımlı ve güzel kadına tekabül eder. noktayı burada koymak vardı ama biz sözlüklerle yetinmedik, ve köroğlu’ndan aldığımız emir üzerine tan yeri atanda, şafak sökende mengene dağı’na dayandık. kekliklerin ötüşüne rastladık. ve bu ses bizi sermest eylediğinden, daha mühimi tasvir kaabiliyetimiz henüz emekleme döneminde olduğundan bu konuya el atmadık. uzunçalarımıza hafız burhan’dan kuş sesleri nağmesini koyup hülyalara daldık. mikrofonu mahallփ® փ¢şıklara uzattık.

işte փ¢şık kerem:

keklik gibi sekişinden
elvan elvan nakışından
bir hardal bakışından
ben dönerim, gönül dönmez.

işte ruhsati:

keklik gibi taştan taşa sekerek
gerdan açıp gelişini sevdiğim
sağa sola taksim etmiş örgüsün
onar onar bölüşünü sevdiğim

keklik; sekişiyle, hızlı hareket edişiyle, süzülmesiyle, süzülerek bakışıyla ünlüdür. (Bir rivayete göre karga, bakmış herkes kekliğe övgüler düzüyor, kendisine sürekli menfփ® durumlar atfediliyor, -hep la fontaine bozguncusunun yüzünden- kekliğin yürüyüşünü taklit edeyim demiş, lփ¢kin alışmadık kolda bilezik durmaz hesabı –nezaketten taviz yok, asla- kendi yürüyüşünü şaşırmış, bir daha da iflah olmamış.)

keklik, edebփ® ortamlarda genellikle dişi tema olarak kullanılmıştır. hattփ¢ örneklemek gerekirse, enver gökçe bir şiirinde “meri keklik gibi çeker giderim” demiştir. meri keklik, kürt ve acem kültürüne göre dişi keklik demektir. mari keklik diye de geçer ve hayvanlar aleminde göz süzüşüyle nam salıp nice hake’yi peşinde koşturmuştur. hake, kafeste beslenen erkek keklik demektir. erkek keklik, hep kafes içerisinde resmedilmiştir. ve bunun hazin bir hikփ¢yesi vardır. erkek keklik, ihanetin bir temsilidir. avcılar, erkek keklikleri kafese kapatıp ötmesini beklerlermiş, erkek keklik esaret içinde ağıt yakıp, yanık yanık ötünce dişisi, onun yardımına koşarmış. ve avcılar bu şekilde meri’yi de tuzağa düşürürlermiş. aynı zamanda, diğer erkek keklikler de o sesi duyunca bunu bir düello çağrısı olarak algılayıp dövüşmeye gidermiş fakat neye niyet neye kısmet. bu minval üzere keklik, ihanet eden bir sembol olarak işlenmiştir. ve bu sebeple erkek kekliğinin çağrısına kurban giden dişi kekliklerin ağıtları söylenmiş, keklik gibi kanadımı süzmedim, keklik idim vurdular, keklik dağda çağılar gibi türküler yakılmıştır. yurdumuzda hemen hemen her yörede keklikle ilgili bir türkü veya folklorik bir öğe mevcuttur.

avcılar açısından da keklik önemli bir avdır. çeşitli usülleri vardır. bu konuya eğilmeyeceğiz çünkü böyle güzel bir hayvana kıyılmasını tasvip etmiyoruz.

keklik köylü güzelidir. vahşidir ve yoz değildir. dokunulmamış güzelliğiyle kırsalda türküler söyler. güzelliği doğallığından gelir. tememnimiz odur ki keklikler haybeye avlanıp heybelere doldurulmasın. dağlar meşe, keklik neşe içinde olsun. yeni yazdığımız bir maniyi sunup veda edelim.

kayada keklik yuvası
ayağında var kınası
çektiğim hep aşk belası
uyan mahmur ela gözlüm
sen uyan
*

keklikler ersin muradına, biz çıkalım dağlara, keklik sesi dinlemeye, seher vaktinde.

15. yorgundemokrat / 29.04.2006 14:01:44 / # 1734763 / *
kıraç'ın en güzel parçası. shogun'dan dinlenilmesi de ayrı bir keyiftir. sözler şu şekilde;

keklik gibi kanadımı süzmedim
murad alıp doya doya gezmedim
bu kara yazıyı kendim yazmadım
alnıma yazılmış bu kara yazı
kader böyle imiş ağlarım bazı
gülüm ey sebebim ey
alnıma yazılmış bu kara yazı
kader böyle imiş ağlarım bazı
gülüm ey sebebim ey

geceleri uyku girmez gözüme
zalım yastık diken oldu yüzüme
uyma dedim uydun eller sözüne
alnıma yazılmış bu kara yazı
kader böyle imiş ağlarım bazı
gülüm ey sebebim ey
alnıma yazılmış bu kara yazı
kader böyle imiş ağlarım bazı
gülüm ey sebebim ey

on yıl var ayrıyım kınadağı'ndan
baba ocağından yar kucağından
bir çiçek dermeden sevgi bağından
huduttan hududa atılmışım ben

gönlümü çekse de yarin hayali
aşmaya kudretim yetmez cibali
yolcuyum bir kuru yaprak misali
rüzgarın önüne katılmışım ben

garibim namıma kerem diyorlar
aslımı el almış harem diyorlar
hastayım derdime verem diyorlar
maraşlı şeyhoğlu satılmışım ben
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi


10tl.net Destek Forumu -

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping